İçe Dönük Kişilik Nedir Ve Bunu Aşmak Mümkün Mü?

Yasemin
0

 İçe dönüklük bireyin istemli veya istemsiz kendi iç dünyasına yönelerek dış uyaranlardan yani gerek yaşıtlarından gerekse ailesinden, akrabalarından uzak durma eğilimi olarak tanımlanabilir. Bu kişilik özelliği, sosyal etkileşimlerde geri planda kalma, yoğun düşünme süreçlerine dalma ve yalnız zaman geçirmeyi tercih etme gibi belirtilerle belli yaşlarda ortaya çıkabilir.

Peki içe dönüklük tamamen aşılabilir mi, yoksa bu sadece kabul edilmesi ve gereken kişinin dönemsel olarak geçirdiği bir durum mudur? Bu konuda yapılan araştırmalar ışığında içe dönüklüğü anlamak ve bununla sağlıklı bir şekilde başa çıkmak mümkündür.


İçe Dönük Kişilik Nedir Ve Bunu Aşmak Mümkün Mü?

İçe Dönüklüğe Bilimsel Bakış

İçe dönüklüğün biyolojik ve psikolojik birçok sebebi olabilir. Beyin kimyası, özellikle dopamin düzeyleri, içe dönüklüğü etkileyebilir. Araştırmalara göre içe dönük bireylerin beyinleri, sosyal etkileşimlerden sonra dışa dönük bireylere göre daha farklı tepkiler veriyor. Dopamin salınımı, dışa dönük bireylerde sosyal etkileşim sonrasında artarken, içe dönük kişilerde daha sınırlı miktarlarda aktive oluyor. Bu demek oluyor ki içe dönük bireyler sosyal ortamda daha fazla sosyal enerji tüketir ve yalnız kaldıklarında rahatlarlar.

Bazı Küçük Sosyal Etkileşimler

İçe dönük birey için bir anda yoğun bir sosyal etkileşim ya da etkileşimlerde bulunmak oldukça yorucu ve rahatsızlık verici olabilir. Ancak küçük adımlarla sosyal becerileri geliştirmek mümkündür. Çünkü günlük hayatımızdaki bizlere oldukça sıradan gelebilecek bazı sosyal etkileşimleri gerçekleştirmek bile onlar için oldukça zordur. Örneğin alışveriş sonrasında iyi işler dilemek, yoldaki bir teyze ya da amcaya günaydın demek, bir grup etkinliğinde sadece bir yada iki kişiyle derinlemesine konuşmak bu gibi küçük sosyal etkileşimler sayesinde daha büyük gruplarda insanlara da zamanla karışabilir uyum sağlayabilirsiniz.

Kendini Tanımak 

İçe dönüklüğü aşmanın en önemli adımı, kişinin kendini tanıması ve kabul etmesidir. Hepimiz birer bireyiz ve hepimizin enerji toplama biçimi farklıdır ve bu bir zayıflık değildir, bu biziz bu bizim farkımızdır. Kendinize yalnız kalmak için zaman tanımak, aslında sosyal becerilerinizi daha verimli kullanmanız yardımcı olacaktır.

Bir Yöntem Olarak Meditasyon

Farkındalık temelli meditasyonlar, içe dönük bireylerin sosyal etkileşimlerde daha rahat hissetmelerine yardımcı olur. Araştırmalara göre, meditasyon ve nefes alma teknikleri sosyal kaygıyı azaltarak bireyin kendine güvenini arttırır. Bu yöntemler, stresli sosyal durumlar öncesinde de kullanılır(toplantı, sunum, önemli bir tören..)

Hedef Odaklı Sosyal Etkileşimler 

İçe dönük bireyler, derin ve anlamlı sohbetleri yüzeysel konuşmalara çevirirler. Bu nedenle, bu etkileşimleri hedef odaklı hale getirmek, yani belirli konular üzerine yoğunlaşmak, içe dönük bireyler için daha rahat bir deneyimdir.

Pozitif Sosyal Deneyimlere Odaklanma 

Sosyal anlardaki olumlu anlara odaklanmak, içe dönük bireylerin sosyal kaygılarını aşmalarına yardımcı olabilir. Beyin olumsuz deneyimlere daha fazla odaklanmaya meyillidir, ancak pozitif deneyimlerin farkına varmak ve bunları pekiştirmek, sosyal ilişkileri geliştirmede etkili olacaktır. Bunu yaptıktan sonra fark edeceksiniz ki aslında yolda yürürken hiç kimse sizinle ilgilenmiyor, aslında konuşurken kimse sizi eleştirmek için dinlemiyor ya da kimse sizi ayıplamayacak aslında dalga konusu değilsin rahatlamalısın.

Son olarak biyolojik ve psikolojik bazen tamamen dönemsel temellere dayanan bir kişilik özelliğidir. Bunu aşmak ya da sağlıklı yönetmek sadece seninle ilgilidir. Bahsettiğimiz gibi küçük adımlarla sosyal becerileri geliştirmek, yalnız zaman geçirmenin sağlıklı olduğunu kabul etmek ve sosyal kaygıyı azaltmak için farkındalık çalışmaları yapmak, bireyin sosyal hayatta daha rahat hissetmelerine yardımcı olur. İçe dönük olmak bir engel değil kişisel bir tercih ve güçlü bir özelliktir. Okuduğunuz için teşekkürler.
Kategori:

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)